Türkiye tarihinde ilk kez cumhurbaşkanı adayını halkın
seçeceği bir seçime doğru gidiyor. Üstelik seçim yine bizim pek alışık
olmadığımız şekilde, iki turda gerçekleşecek. İlk kez iki turda yapılacak bir
seçim göreceğiz, bizim için ilklerin seçimi olacak…
Cumhurbaşkanlığı
seçimi için getirilen bu model bize çok yeni olsa da aslında birçok demokraside
uygulanan bir sistem. Bazı demokrasilerde iki aşamalı sistem belediye
seçimlerinde de uygulanıp daha demokratik olduğu dile getirilse de Türkiye gibi
güçler ayrılığına dayanan bir parlamenter sistem için ne kadar işlevseldir,
tartışmalı. Zira ilk olması ve ilk adayların uyguladığı propaganda biçimleri bu
sistemin üzerine yapışıp kalacak ve “partili cumhurbaşkanlığı” modelini fiili
olarak ülkemize sokacaktır. ( Eğer bir kez daha cumhurbaşkanlığı seçimi
görürsek tabi)
Başkanlık sisteminin AKP için
sadece bir hayal olmadığını hepimiz biliyoruz. Başbakan Erdoğan’dan tutun da
AKP’li birçok yetkili başkanlık sistemine öyle ya da böyle geçileceğini
zikrediyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi için uygulanacak bu sistem bize başkanlık
sisteminden önceki son adım, partili cumhurbaşkanlığı sisteminin kapılarını
açacaktır. Zaten, Tayyip Erdoğan adaylığını resmi olarak açıklamadan önce AKP
partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçmek için kendi içinde de çalışmalarını
başlattı. İndir parmak-kaldır parmak yapmaktan başka hiçbir işe yaramayan ve
hiçbir vasfa sahip olmayan AKP milletvekilleri muhtemeldir ki Erdoğan köşke
çıkarsa partili cumhurbaşkanlığını yasallaştıracaklardır.
Başbakan
Erdoğan daha şimdiden Cumhurbaşkanlığı için seçmenden oy isterken toplu
açılışlar yapmaya başladı bile… Abdullah Gül döneminde biraz da olsa tarafsız
cumhurbaşkanı figürü çizilirken, Erdoğan’ın kazanması halinde artık bu
görüntüye de veda edeceğiz. Ancak, CHP-MHP’nin seçimi kazanma ihtimalinde AKP
tabi ki partili cumhurbaşkanına sıcak bakmayacak, bir kez daha sözünü dahi
etmeyecektir. Aksi halde oluşacak tablo ise bugüne kadar fiili olarak ilga
edilmiş bulunan güçler ayrılığının resmen yok edilmesi olacaktır.
Seçimin
ikinci turunda sadece iki aday yarışacak. Muhtemelen ilk turda en çok oyu alan
iki aday AKP’nin adayı Tayyip Erdoğan ve CHP-MHP’nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu
olacaktır. İkinci turdaki adayın kazanmasında ise kilit rol HDP’nin, yani
Kürtlerin… Kürtlerin büyük bir kısmı seçimde Erdoğan’ı destekleyecektir. Ne de
olsa işin ucunda başkanlık sistemine müteakip özerklik var! HDP’nin diğer kolu,
taraf solcusu veya “yetmez ama evetçi” tayfa Erdoğan’a oy vermeyebilir. Bu
oyların Ekmel Efendiye kayması da pek mümkün gözükmüyor.
CHP-MHP
adayı Ekmeleddin İhsanoğlu aslında muhalefetin kendi ayağına sıktığı bir kurşun
mahiyetinde! Bu cemaatçi isim cemaatin emriyle mi aday gösterildi bilinmez ama
bize “muhafazakar oyları çeker” diye aday gösterildiği yutturulmaya
çalışılıyor. Ancak daha aday gösterilir gösterilmez özellikle CHP içinde şok
etkisi yaratan Ekmel Efendi bırakın muhafazakar oyları kendine çekebilmeyi,
öncelikle CHP oylarını toparlamaya çalışıyor! Müezzin görünümü ve badem
bıyığıyla geçmişte yaptığı açıklamaları unutarak Gezi Parkına gelip sol oyları
kapmaya çalışıyor. Söylemleri ile de Atatürkçü ve laik sisteme saygılı imajı
çizmeye çalışsa da bu imaj üzerinde sanki tükürükle yapıştırılmış gibi duruyor…
BBP gibi oyu % 0.5 ila %2 arasında değişen farklı 5 parti daha Ekmel Efendiyi
destekleyeceğini açıkladı. Bu partilerin oylarının toplamı %4 etmiyor. Eksenini
ayarsızca kaydıran CHP, muhafazakarlık imtihanını kaybedecek gibi duruyor!
Tayyip Erdoğan’ın adaylığı, seçim sisteminin AKP’nin oyuncağı haline gelmesi ve Erdoğan’ın kazanması halinde bizi nasıl bir Türkiye’nin beklediği “Seçime Doğru 2” yazısıyla yarın Ulaş Pehlivan’ın kaleminden Gündem Gazetesinde…
Tayyip Erdoğan’ın adaylığı, seçim sisteminin AKP’nin oyuncağı haline gelmesi ve Erdoğan’ın kazanması halinde bizi nasıl bir Türkiye’nin beklediği “Seçime Doğru 2” yazısıyla yarın Ulaş Pehlivan’ın kaleminden Gündem Gazetesinde…
Günden Gazetesi 22.07.2014