İktidarda bulundukları süre içinde onlara sayısız darbe
girişimi oldu(!). Her birini başarılı bir biçimde atlattılar, hepsini
yapılmadan engellediler! Elbette ki bu güzide iktidar AKP iktidarı…
Milli irade
diye diye, milletin iradesini tek adamda toplayan ve milli iradenin baş aktörü
halk değil de Tayyip Erdoğan’mış gibi değişik bir atmosfer yaratan AKP iktidarı
“darbe” ve “paralel devlet” argümanını ne zaman dara düşse, yaptıkları
sorgulanmaya başlanıp yasa dışılıkları engellenmeye çalışsa kullandı. Rejime
karşı girişilen operasyonlarda önlerine çıkabilecek engelleri temizlemekte,
özelleştirilmeler ile işsiz kalan işçilerin direnişlerinde, bıçağın halk için
kemiğe dayandığı Gezi Parkı olaylarında, rüşvet ve yolsuzluklarının ortaya
çıkmasında paralel devletin parmağı vardı(!), amaç darbe idi(!)
Halkı iyice
aptal yerine koyan ve son olaylara karşı “darbe” argümanını öne süren AKP
aslında darbenin ürünü bir iktidardır! 28 Şubatın ekmeğini çok yemiş, bu
darbe(!) sonrasındaki süreç sayesinde iktidara gelebilmiş bir partidir. Her
şeyi geçin, bu parti Türkiye’de bir sivil darbe gerçekleştirmiştir! Yasama,
yürütme ve yargıyı tek elinde toplayarak gücüne güç katmış, medyayı susturmuş,
muhalif yazarları elemine etmiş, karşısında örgütlü muhalefet bırakmamıştır!
Bugün derin devlet olduğunu itiraf ettiği cemaatle, cemaatin cumhuriyet rejimi
içine sızmış tüm odaklarıyla, yargısıyla polisiyle, bu ülkede bir sivil darbe
gerçekleştirmiştir!
Başbakan Erdoğan dün “yedirtmem”
dediği savcısını bugün “darbeci” ilan etmiş, Gezi Parkı’nda binlerce insanı
yaralayan ve “destan yazdılar” dediği polisi ise görevden alma ve kararnameler
ile telef etmiş durumda!
12 yıl boyunca kavramlarla
oynayarak, toplum mühendisliğini çok iyi kullanıp bilinç şekillendirme
operasyonları ile halkın “özgür iradesini” elinden alan iktidar partisi elbette
ki artık bugüne değin “oynadığı” kirli siyasetin kokusunun ortaya çıkması
evresine geldi, oynadıkları “ileri demokrasi” oyunu apolitik kişilerce bile
anlaşılabilecek kadar çelişir hale geldi! Cemaat ile yaşadıkları savaş
pisliklerin daha da ortaya dökülmesini sağladı! Mesela, bugün Tayyip Erdoğan’ın
derin devletin darbeci savcısı olmakla suçladığı Zekeriya Öz, Ergenekon ve
Balyoz davalarını açtığında, en büyük alkış tutan AKP’li güruhtu! Başbakan
Erdoğan davanın “savcılığına” dahi soyunmuştu… Madem ki Zekeriya Öz derin
devletin darbeci savcısı idi ve Başbakan Erdoğan da bunu biliyordu, o zaman AKP
iktidarı “devlet içinde bir yapılanmanın yuvalandığını bildiği halde bu yapıyı
tasfiye etmemiş, aksine, görüldüğü gibi, onlarla kol kola girmişti”! Üstelik,
AKP’nin bu derin devlet yapılanması ile çıkar ilişkisi çok güçlü olacaktı ki,
Ergenekon ve Balyoz davalarındaki insan hakkı ihlalleri, sahte olduğu Tübitak
tarafından dahi tescillenmiş suç delilleri, gizli tanık komedisi ve tüm
dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bir hukuk katline göz yumuldu!
Bunların yanı sıra, Zekeriya Öz
ve cemaatin içerisinde yuvalandığı emniyet teşkilatı, kısaca derin devlet, bir
darbeci ise açılan Ergenekon ve Balyoz davaları da bir darbe değil midir? Türk
Silahlı Kuvvetlerinin itibarının geri dönülmez bir biçimde zedelendiği,
aydınların darbeci yaftası yediği bu dava; halk arasında önüne geçilmez bir
darbe paranoyasının ortaya çıktığı, muhalif kalemlerin kırılıp muhalif seslerin
sustuğu Türkiye’yi geri dönülmez bir yola sokan bu süreç Cumhuriyet rejimine ve
ona sahip çıkan insanlara karşı yapılan bir darbe değil midir?
Başbakan Erdoğan ve AKP’nin ileri
gelenleri “yolsuzluk ve rüşvetin” üzerini örtmek için ileri sürdüğü
argümanlarla daha da dibe batmaktadır, farkında olmadan başka suçlarını da
itiraf etmektedirler! Ülkeyi 12 yıldır, bugün derin devlet dediği yapıyla
yöneten Erdoğan; bugün darbeci denen savcıyla dün operasyonlara girişen iktidar
darbecilerle, derin devlet ile kol kola girmiş bir iktidar olduğunu gözler
önüne sermektedir! Üstelik “Cemaat ne
istedi de vermedik” diye açıklamalarda bulunan Başbakan, derin devletin kuklası
bir iktidar olduklarını itiraf etmekte de bir beis görmemektedir!
Yolsuzluk ve rüşveti örteyim
derken suç teşkil eden başka durumlar ortaya çıkmaktadır, darbe ve paralel
devlet iddialarının hepsi ayrı bir dava konusudur! İnsanları aptal yerine koyan
akıl dışı argümanların “ustası” AKP’ye konuştukça batmaması için önerimdir;
iyisi mi Erdoğan artık “ paralel evrende de siz beni soyuyorsunuz” desin,
helalleşelim!
Gündem Gazetesi 21.01.2014