Değerleri
okurlar, çok zor bir dönemin eşiğindeyiz. Batılı devletlerin şekillendirme
planı olan Büyük Ortadoğu Projesi kapımıza dayandı! Bugüne kadar Tunus, Libya
ve Mısırı ayaklandıran, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere birçok
emperyalist devlet tarafından finanse edilen, ön saflarda Batılı
provokatörlerin, ABD’li paralı askerlerin bulunduğu, çakma halk hareketleri
Suriye’yi vurdu. Suriye halkı dirayetli çıktı, milyonlar meydanlarda Esad’ı
korudu. Büyük çoğunluğu ABD’ye hatta ABD’li birkaç aileye ait olan haber
ajansları dünya kamuoyunu yanlış bilgilendirdi, Suriye’yi uluslararasında
yalnız bıraktı.
Bugün Esad
yapayalnız, itibarsız, vurulmuş katil damgası ile ( iddia edildiği üzere
Esad’ın yaptığı büyük katliamlara ait ne bir görüntü ne de bir kanıt var.
Televizonlar ve haber ajansları isyancıların askere saldırdığı arşiv
görüntülerini geçip duruyorlar) adı “Barış Gücü” olan emperyalist orduları
beklemekte!
Suriye’de isyanlara ortam çok
önceden hazırlandı. Bu projede önce üniversiteler kıskaca alınıyor, gönüllü
gençler ABD’nin Katar, Fransa ve Türkiye’deki merkezlerinde eğitiliyorlar. ABD
tarafından finanse ediliyor, silah, mühimmat ve benzeri şeylere çok kolay bir
şekilde ulaşıyorlar. Bu eğitime sivil toplum örgütleri de dahil oluyor ve
onlara da kaynak akıtılıyor. Amerika ne zaman “başla” derse ayaklanmalar
başlıyor. Sokağa dökülen eğitimli isyancılar burada da yalnız bırakılmıyor,
yabancı provokatörlerle hareket ediyorlar. Eğitimli isyancılar sokağa çıktığı
anda halk onlara katılıyor, isyan büyüyor.
İsyanların çıktığı ülkelerde tek
bir yöntem kullanılıyor, hedefteki ülke önce IMF boyunduruğuna alınıyor, sonra
bu ülkede işsizlik ve kaos artıyor. Yabancı gözlemciler doğru zamanda isyanı
başlatıyor, önce yukarıda bahsettiğim eğitimli isyancılar sokağa dökülüyor,
daha sonra da karnını doyurma derdinde olan, canına tak etmiş halk isyanlara
katılıyor. Sonrası da malum!..
|
Fas'daki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ambleminin
renkleri bile
Türkiye'dekiyle aynı... |
Suriyeli bazı muhalif isimler ise
Esad rejimini devirmek için çok önceden ABD ile işbirliği içerisindeydi.
Abdulhalim Haddam Fransaya gitmiş, burada Esad’a karşı çalışmalarına
başlamıştı. Hesaplarında “sürgün hükümeti” oluşturmak vardı. Ama Haddam’ın asıl
rolü batılı devletlerin Suriye’ye yaptığı para ve silah yardımını koordine
etmekti. Anas Al Abdal ise uzun yıllar Londra’da yaşamış, ABD ile irtibat
halinde kalmıştı! Al Abdah Londra’da Esad rejimine karşı, ABD kontrolünde
“Adalet ve Kalkınma Harekti”ni kuruyor. Bu isme dikkat ediniz değerli okurlar,
çünkü ABD’nin hedefindeki Ortadoğu ülkelerinde mevcut rejime muhalif ve ABD
tarafından finanse edilen ya “Adalet ve Kalkınma Partisi” ya da “Adalet ve
Kalkınma Hareketi” adı altında kilit örgütler var! Başbakan Erdoğan’ın da
BOP’un eşbaşkanı olduğunu ilan etmesiyle bu olay daha da kan dondurucu bir hal
alıyor! “Adalet ve Kalkınma Partisi” ya da “Adalet ve Kalkınma Hareketi” Mısır,
Fas, Libya ve Suriye’de de bulunuyor…
|
Adalet ve Kalkınma Partisi (Fas-1967) |
Esad rejimini çevreleyen tüm bu
oluşumların yanında askeri müdahale tehtidi sürüyor. Gözünü kan bürümüş ABD ve
BOP’a destek veren batılı devletler halkın deviremediği liderleri kendi
birlikleri bertaraf ediyor. Ancak Esad’a yapılacak bir askeri müdahale
Libya’nınkine benzemeyecek! Eşbaşkan sıfatındaki Türkiye müdahalenin baş aktörü
olacak! Bu müdahale planı ise Davutoğlu’nun geçtiğimiz günlerde yaptığı ABD
ziyaretinden getirdiği dosyada gizli olsa gerek!
Suriye, Türkiye’nin kilididir!
Eğer Suriye düşerse, burada bağımsızlığını kazanacak Kürtlerin Kuzey Irak’daki
Kürt yönetimiyle birleşmesi kesindir. Türkiye’deki Kürtlerin bölgedeki
karışıklıklardan istifade etmesi ve de yıllardır finanse edilip eğitildikleri
yerlerden çıkması olağandır! Unutulmaması gereken şudur ki BOP’un haritasında
Türkiye de vardır ve isyanların buraya sıçraması olağandır! Yapılması gereken
Türk halkının gözünü dört açıp bu oyuna itibar etmemesidir!
Çanakkale Haber Gazetesi 20.02.2012