Türkiye'de
uzun yıllardan beri "Taksime cami dikme" konusu tartışılıyordu.
Özellikle Erbakan ile alevlenen konu, o dönemde çok eleştiri almış,
uyutulmuştu. Bugün ise konu tekrar gündeme geldi, Taksim'e cami dikmek için
ciddi ciddi projeler hazırlandı. Erbakan döneminde yapılmaya çalışılıp da
"halk hazır olmadığı için" ertelenen her proje gibi bunun da Erdoğan
döneminde hayata geçirilmesi sağlandı.
Taksim'de
cami yetersizliği olduğu için, meydandaki mescide de insanlar sığmadığından bu
karar alınmış(?!)
Peki
Türkiye'de cami yetersizliği mi varmış? Okullardan, hastanelerden daha çok
caminin olduğu bir ülkede Taksim'de ibadet sokaklara mı taşmış?
Halbuki
Taksim'in az ilerisinde, İstiklal'de koca bir cami, Taksim'in iki üç sokak
aşağılarında, az ötelerinde bir sürü cami mevcut... Ha Taksim, ha İstiklal; ha
iki sokak aşağıda kılmışsın, ha iki sokak yukarıda... Yürümek mi zor, Taksimde
ibadet iki kat mı sevap?
Peki
neden illa ki Taksim, inadına cami? Cevabı basit... Ülkede İslam ticaretten
siyasete terfi etti edeli İslam dininin kutsalları siyasetçiler tarafından pek
güzel sömürülmeye başlandı. Camiler abide, basın önünde yapılan ibadetler
"kendi partilerinin" işaretli olduğu oy pusulası haline geldi.
Özellikle de abideleştirilen camiler işlek, simgeleşmiş ve turistik yerlere
dikilirse kazanılmış bir zafer, rejime atılmış önemli bir gol olarak addedilir
oldu! Öyle ki dinler arası barış ve kardeşliğin sembolü Ayasofya'da namaz kılma
aşkı da, güzel tabiatıyla İstanbul'da yükselen Çamlıca Tepesi'ni bozup cami
yapma rüyası da bundan kaynaklanıyor!
Sadece buralarla da sınırlı değil
siyasal islam abidelerini inşa etme projeler… Ülkenin tüm önemli turistik
merkezleri, büyük kentlerin sınırlı sayıdaki güzelim park ve bahçeleri,
kentlerin en yüksek noktaları ve en işlek yerleri gereksiz cami inşası
tehlikesiyle karşı karşıyalar!
Bu ülkede camide ibadet edenlerin
yeni camilere ihtiyaçları olmamasına rağmen okullarda derslik sıkıntısı çeken,
2013 yılında halen birleştirilmiş sınıflarda eğitim gören öğrenciler var! 60-70
kişilik sınıflarda öğrenim gören öğrenciler var! Depreme dayanıksız binalarda
eğitim veren okullar var… Bu ülkede imam sıkıntısı yok, öğretmen sıkıntısı var
ama aynı anda atanamayan binlerce öğretmen var… Bu ülkede hastane ve doktor
sıkıntısı var! Ancak tüm bu ihtiyaçların hiçbir önemi yok siyasal islamcıların
abide niyetine diktikleri camiler yeterince övgü ve oy alırken!
İnsanların
tüm bu yaşananlara prim vermesi de işin en korkunç kısmı... Kendi zaaflarıyla,
inançlarıyla fütursuzca oynayarak zenginliklerine zenginlik, güçlerine güç
katanların peşinden bu denli koşmaları; aydınlanamayan bilinçleri ve eğitimdeki
büyük boşluğu gösteriyor. Ama insanlar yine de 67 bin adet olup da sınıfları
ortalama 50 mevcutlu okulların iyileştirilmesi yerine, 81 bin adet olup da içi
asla dolmayan camilere yenisinin eklenmesini yeğliyorlar...
Gündem Gazetesi 31.01.2013