Geçtiğimiz on yıl içinde Türkiye’nin günden güne demokrasiden, laiklikten uzaklaştığı; daha İslamcı ve daha radikal bir ülke haline geldiği gayet aşikar! Her geçen gün değişen yasalar, toplum mühendisliği ile değiştirilen insan algıları, alıştıra alıştıra değiştirilen uygulamalar, yönetmelikler… Her birinin İran’daki, Libya’daki, Mısır’daki gibi demokrasi adına yapıldığı iddia edilse de hiç biri bir öncekinden daha demokratik olmamakla birlikte daha antidemokratik! Sivil devleti arkasından, resmi ideolojiyi tersinden anlayan aydınların da çanak tuttuğu bu dönüşüm sona erdiğinde, hele ki iktidar eyalet ve başkanlık sistemleriyle rejime son golü attığında Atatürk Cumhuriyeti sona ermiş, 2. Cumhuriyet dönemi başlamış olacak.
Bu
dönüşümde en önemli aktörlerden biri de eğitim sistemi elbette! İktidar uzun
süreden beri “resmi ideolojiden” arındıracağını söylediği eğitim sisteminden
Atatürk ilkelerini, devletin dayandığı temel ilkeleri, Cumhuriyet devrimlerini
çıkardı! İdeolojiden daha uzak olduğunu iddia ettikleri eğitim sistemine kendi
siyasi ideolojileri olan siyasal islamı dibine kadar sokmayı da unutmadı!
İktidar
eğitim sistemini, Atatürk’ten ve devrimlerden arındırdı! Ancak dünyanın hiçbir
ülkesinde kurucu temeller, devletin dayandığı temel ilkeler ve devlet geleneği “resmi
ideoloji” diye kenara fırlatıp atılamaz. Fransa’da Fransız ihtilali ile ortaya
çıkmış akımlar, Finlandiya’da insan haklarına ve demokrasiye dayalı devlet
geleneği “resmi ideoloji” denilerek eğitim sisteminden atılmıyorsa Atatürk
ilkeleri de atılamaz!
Son olarak
tarihten intikam alma duygusuyla hazırlanan kılık kıyafet yönetmeliği Atatürk’e
atılmak istenen yeni bir goldür! İktidarın 12 Eylül referandumunda yaptığı“hap gibi
yutturma” taktiğiyle hazırladığı bu yönetmelik çocuklar üniformadan
arındırılıyor şeklinde lanse edilse de liselere türban serbestisi getiriyor! Türban
ilk kez üniversitelere sokulmak istendiğinde bunun üniversite ile sınırlı
kalmayacağını, önce ortaöğretim ardından da ilköğretime kadar gideceğini aşağı
yukarı tüm muhalif yazarlar öngörmüştür. İşte bunu ilk adımı ortaöğretim ile
başlıyor!
Türban
serbestisi şimdilik imam hatiplerde ve liselerdeki seçmeli kuran derslerinde
uygulanacak! Manipüle edildiği gibi İslam inancında yeri olmayan ve bugünlerde
sadece ama sadece siyasi rozet olarak kullanılan türbanın okullara girmesi
felakettir. Türban yasağının temel mantığı devlet kurumlarından ideolojiyi
arındırmak, yaşanacak ayrımcılıkları önlemektir. Bugün türban okullarda serbest
bırakıldığı zaman kutuplaşmaların artması, adam kayırmacılığın ve ayrımcılığın
hele ki iki kutbun iyice ayrıştığı bir dönemde en üst seviyeye ulaşması
kesindir. Bunun yanında öğrenciler arasında yaşanacak ayrışma ve baskının haddi
hesabı olmayacaktır. Seçmeli ( öğrenciye zorla seçtirilen “zorunlu seçmeli”)
kuran derslerinde kafasını öğretmeyen kızların üzerinde gerek arkadaş gerek
öğretmen baskısı en üst seviyeye ulaşacaktır. İnsanların ne kadar imanlı
olduklarının ödüllendirme nedeni ve kafa örtmenin “daha inançlılık” olarak
algılandığı bir dönemde henüz ergenlik çağlarındaki kişiler arasında
inançlı-inançsız gibi ayrışmaların ve baskıların olacağı da kesindir!
Tüm
bunların yanında kız öğrencilere getirilen kıyafet kısıtlamaları kan donduran
cinsten. Öyle ki kıyafet yönetmeliği İran’da kadınlara uygulanan yasanın iki
alt basamağı… Vücut hatları belli olmayacak, kısa kollu, kolsuz hiçbir şey
giyilmeyecek, etekler uzun olacak… Herhalde Arap entarisi ya da çarşaf dört dörtlük
kız öğrenci giysisi olacak!
Bu
yönetmeliğin hazırlanma neden açıktır. Tüm kıyafet serbestisinin seneye
uygulanmaya başlaması ancak sadece türban hükümlerinin hemen bu yıldan
başlatılması da bu yönetmeliğin hazırlanma önceliğini göstermektedir. Belki de
seneye atılan serbesti türbanın bu yıl serbest olmasıyla kürtaj yasası gibi
uyutulup gidecektir!.. Emin olun ki bu türban serbestisi ne imam hatiplerle ne
de seçmeli kuran dersleriyle sınırlı kalacak, ileride tüm liselerde serbest
bıraklıcakatır!
Gündem Gazetesi 29.11.2012